26 Ağustos 2020 Çarşamba

Kars için gezi rehberi

 

   Yeni bir makaleden daha herkese merhabalar, bugün sizlerle beraber yüzyıllardır üzerinde yaşadığımız toprakları yani Anadolu’yu coğrafya, kültür ve topluluklar bakımından inceleyeceğiz. Ayrıca bu makaleden sonra tren ile Erzurum gezisi makalemizi de okumanızı tavsiye ederiz.

   Anadolu’yu düşünecek olursak bulunduğu bölge itibariyle oldukça önemli bir bölge olduğunu inkar edemeyiz.  Doğusunda Asya, batısında Avrupa ve Güneyinde de Ortadoğu’yu barındırmasıyla üç kıtayı birbirine bağlayan bir köprüdür diyebiliriz Anadolu için. Burada köprü olarak tanımlamamın ana sebebi bu bölgenin birçok farklı farklı topluluğun ve birçok farklı farklı kültürün etkileşimi geçerek alışverişte bulunmasını sağlayan bir bölge olmasındandır.

   Ayrıca eğer ki bir tur rehberine ihtiyaç duyarsanız size Bilal Çağatay Erentürk’ü önermekten geri durmayacağım. Kendisine bu 0533 517 98 59 numaradan her daim ulaşmanız ve bilgi almanız mümkündür.  İnternette kendisine kars gezi rehberi ve bunun gibi başlıklar altında rastlayabilirsiniz.

   Anadolu bulunduğu bölge itibariyle baktığımızda birçok bölgeye komşu olması sebebiyle tarih boyunca birçok kez göç almış bir bölgedir. Tamda bu yüzden Anadolu birçok toplumun yaşadığı bir alana dönüşmüştür. Bunun en doğal sonucu da bu farklı farklı toplumların yine farklı farklı toplum yapılarına sahip olmalarından dolayı bir arada yaşayabilmeleri için bu topluluklar için genel bir ahlaki yasa gerekmektedir.

   Fakat ne yazık ki Türklerin Anadolu’da hükmetmeye başladığı döneme kadar bu ihtiyaç göz ardı edilerek halk kelimenin tam manasıyla göz ardı edilmiştir. Bunun en önemli örneklerini Bizans İmparatorluğu’nda görmekteyiz. Tarihte birçok kez Türkler Ermeni halkını katletmekle suçlanıştır. Fakat işin doğrusu Türkler hiçbir zaman hiçbir halkı katletmemiş olmasına rağmen Bizans İmparatorluğu bu tarz katliamlar yapmıştır. Halkını hiçbir zaman önemsemeyerek saray halkının huzur içinde yaşadığını düşünecek olursak bunu çok daha iyi anlarız.

   Anadolu halkları yüzyıllarca bu zulüm altında ezildikleri için tam manasıyla bıkmışlardır desek yeridir. Özellikle 1071 Malazgirt Meydan Muharebesi ile Türklerin Anadolu’ya girişini incelerseniz Savaş’ın askeri safhası tamamlandıktan sonra halk rahatlıkla Türklere alışmıştır. Her ne kadar zulüm çok kötü bir şey de olsa Türkler Anadolu halklarının bu kötü durumdaki bıkkınlığı sayesinde Anadolu’ya toplumsal anlamda kolay bir giriş yapmışlardır.

  

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder